14 Mart 2009 Cumartesi

DTP'nin gerginlik siyaseti ters tepiyor


Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Gazze'deki katliamı savunan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e karşı kullandığı 'one minute' ifadesi Türkiye'de büyük yankı uyandırdı.


Gölü, kedisi ve kalesi ile ünlü olan şehirde şimdi herkesin dilinde 'van minüt' var. Vanlılar bu ifadede kendi şehirlerinin de reklamını görürken, Başbakan'ın Davos çıkışının AK Parti'ye oy olarak yansıyacağında fikir birliği var. Bir zamanlar 'Doğu'nun Paris'i olarak nitelendirilen bu serhat şehrinde sandıktan çıkacak başkanı, yerel vaatlerden daha çok partilerin ulusal politikaları belirleyecek.
1992'den sonra tırmanan PKK terörüyle birlikte başlayan göçler şehrin fiziğini de, kimyasını da bozmuş. Son 16 yılda iki kattan fazla artan nüfus, resmi verilerde 320 bin olarak açıklansa da 600 bine dayanmış durumda. Van'da yıllarca STK olarak hizmet veren Anadolu Kalkınma Vakfı'nın başkanı Prof. Dr. Ahmet Akyürek, "Doğu'nun incisi olabilecek potansiyele sahip. Maalesef terör, gelişmesine ket vuruyor. Dışarıdan ciddi bir göç aldığı gibi yerlilerin de Van'ı terk etmesine sebep oldu." diyor. Terör dramatik tablolar sergiliyor. Bir ucunda şehit, diğer ucunda terörist yatan mezarlık görmek dışarıdan gelen biri için hem tuhaf hem de acı. Bölge halkı içinse realitenin kendisi.
Vanlıları en çok üzen, şehrin terör ve uyuşturucuyla birlikte anılması. Şehir bu cendereden çıkmak istiyor. 29 Mart yerel seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu'nun birçok ilinde olduğu gibi Van'da da AK Parti ile DTP iddialı. Şimdiye kadar liderlerden sadece Tayyip Erdoğan ile Ahmet Türk miting düzenlemiş. 2004'te teslim aldığı bayrağı bırakmamakta kararlı olan AK Parti projelerle, DTP etnik kimlik üzerinden oy istiyor. Hükümetin Kürtçe açılımıyla eli zayıflayan DTP, vekillerin tepki çeken açıklamalarıyla gerginlikten oy çıkarmaya çalışıyor. DTP'li vekillerin, Erdoğan'a 'Van'a gelme', halka ise 'mitinge gitme' tehdidinin nedeni bu. Ancak şehir halkı bu tehditlere itibar etmedi. Miting öncesi yapılan protestolar, arabaların yakılıp mağazaların taşlanması DTP'yi kendi tabanına bile sevimsiz hale getirirken, yağmura rağmen Başbakan'ı dinlemek için on binler meydanı doldurdu. Bu durum AK Partilileri son derece mutlu ederken Erdoğan hedefine DTP'lileri koydu: "Kimlik siyaseti yapmıyoruz. Onlar yara kaşıyor, biz sarıyoruz." Kadınların mitinge katılımı ve siyasete yakın ilgisi gerçekten şaşırtıcıydı. Başbakan da onlara yönelik mesajlarını daha güçlü verdi. Geçen seçimde erkekleri dinlemeyip oyunu AK Parti'ye verdiklerini açık açık söylemişler.
AK Parti'nin adayı, aynı zamanda mevcut belediye başkanı Burhan Yenigün'le, son yıllarda popüler olan kahvaltı salonlarının birinde buluşuyoruz. Halka 5 yılın hesabını verdiğini söylüyor. Ve anlatmaya başlıyor. Terörle birlikte civar il ve ilçelerden gelen 6 bin seyyar satıcı kenti işgal etmiş. Vanlılar kaldırımda yürüyemiyorlarmış. Sekiz ayı bu insanları ikna etmekle geçmiş. Sonunda her birine 7 milyar kaynak bulmuş ve semt pazarları kurarak ekmeklerini esnaf olarak kazanmalarını sağlamış. Bu sorun sadece Van'a has değilmiş. "Bir tek biz çözdük. Öyle örnek oldu ki, bu sistemi öğrenmek üzere Bayındırlık Bakanı Faruk Özak bir danışmanını gönderdi." diyor. 450 büfe ile 25 bin levha sökülerek şehir kirlilikten kurtarılmış. Yenigün, Doğu Anadolu'nun en büyük altyapısını gerçekleştirdiğini iddia ediyor ve Van Gölü'nün kirliliğini önlemek için 255 km kanalizasyon şebekesi kurduğunu söylüyor. 5 yılda 42 proje için 142 trilyon harcandığını, belediyenin 12,5 trilyon borcu bulunduğunu belirtiyor.
DTP için Güneydoğu'da Diyarbakır ne kadar önemli ise Doğu Anadolu'da da Van aynı öneme sahip. Parti, kentte tanınmayan Ağrılı genç bir avukat Bekir Kaya ile seçime giriyor. Kaya, bir süre Öcalan'ı savunan kalabalık avukatlar arasında yer almıştı. Saadet Partisi'nin adayı ziraat mühendisi Nevzat İnanç. İnanç, AK Partili başkanın Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nü yaptı. MHP'nin adayı ise İl Başkanı Adnan Meltem. Kemikleşmiş 8-10 bin seçmeni olan MHP'nin son yıllarda DTP'ye karşı AK Parti'yi desteklemesi dikkat çekiyor. DTP'nin gerginlik politikasının sonuç vermeyeceği düşünülürken AK Parti halihazırda bir adım önde görülüyor. 2007 seçimlerinde AK Parti'nin 65 bin, DTP'nin 44 bin oy aldığı göz önüne alındığında bu farkın kapanması için makul bir sebep yok. Başkan adayını değiştirmeyen AK Parti'nin belediye meclis üyelerini büyük ölçüde yenilemesi Vanlılar tarafından olumlu karşılanıyor. Yeni lideriyle seçime giren Saadet Partisi de ispat-ı vücut yapmak istiyor. Ancak fazla şans tanınmıyor. Saadet'in AK Parti'den memnun olmayan 5–6 bin seçmenin oyunu alabileceği tahmin ediliyor.
AK Parti'nin kozu Bakan Çelik
AK Parti'nin Van'daki en büyük kozu Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik. Çelik'in bakanlığıyla ilgili şehre götürdüğü hizmeti kimse inkar etmiyor. Vanspor'un bir yöneticisi, Bakan'ın sponsorlar aracılığıyla kulübe 600 milyar liralık kaynak sağladığını anlatırken Bakan'ın kimseyi geri çevirmediğini vurguluyor. Seçimin heyecanı dost meclislerini de sarmaya başlamış. Bunu daha Van'a giderken hissediyorsunuz. Uçakta iken yanımda oturan müteahhidin ilk sorusu mahalli seçimler oluyor. Aynı işadamı, Türkiye genelinde AK Parti'nin patlama yapacağını, fakat Van'da DTP'yi şanslı gördüğünü ifade ediyor. Bindiğim taksinin şoförü ise farklı kanaatteydi. Ona göre Erdoğan kimi aday gösterse seçilir. Şehir merkezindeki bir eczacı da aynı fikirde. Hükümetin sağlık reformunu övüyor ve AK Partili başkanın mesaisini önemli ölçüde altyapı çalışmalarına ayırdığı için görülmediğini söylüyor. "Kar yağdığında ortalığın balçık gibi olması ondandı." diyor. İskeledeki çay ocağında karşılaştığımız Van Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Hakan ile gazeteci Osman Nuri Yıldız da AK Parti'ye şans tanıyanlardan.
Van'da dikkat çeken bir diğer husus muhtar adaylarındaki fazlalık. Cumhuriyet Caddesi ve Maraş Caddesi'ndeki fotoğrafçıların vitrinleri muhtar adaylarının resimleriyle dolu. Hüseyin Özcan, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında 19 yıl hizmet verdikten sonra geçen yıl emekli olmuş bir muhtar adayı. O, DTP'yi daha şanslı görüyor, Halkın, TRT Şeş'ten ziyade 12 farklı Kürtçe kanalı izlediğini iddia ediyor. Ona göre, en önemli sorun işsizlik. Büyük şehirlerde olduğu gibi trafik ve otopark eksikliği de Van'da problem oluşturuyor. Özcan, Ergenekon davasının yakından izlediğini de vurguluyor.
Cihan Medya Dağıtım'dan İsmail Topçuoğlu'nun mihmandarlığında Van'ı arşınlarken, Merkür TV'nin organize ettiği 'sektörel bakış' buluşmasına yöneliyorum. Mustafa Uzun'un moderatörlüğünde mobilya ve beyaz eşya satan 120 esnaftan 30'u katılmıştı toplantıya. Esnafın ilk şikâyeti dükkan kiraları oldu. Cumhuriyet Caddesi'nde 200 m² bir dükkanın kirası 6 milyar lirayı bulmuş. İkinci büyük sorun ise kaçak elektrik kullanımı. Kaçak elektrik yüzünden şehirde sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor. Küçük çaplı işletmelerin dışında büyük sanayi kuruluşu olmayan kentte krizi hissedecek ekonomik bir hareketlilik yok. Binlerce kişi geçimini sınırdaki kaçakçılıktan sağlıyor. Ünlü telefon markalarının Çin malı 'çakma'larını çok düşük fiyatlarla Van'da bulmak mümkün. Van'a gelip de kaleyi görmemek olmaz. Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde, oturan deveye benzetiyor kaleyi. Bediüzzaman da 'İki minare uzunluğunda yekpare taş' şeklinde tarif ediyor. Tarih boyunca orduların gözünü diktiği, Erek Dağı'yla karşılıklı bakışan bu muhteşem yapı, Van'dan gelip geçen şahsiyetlerin duruşlarının adeta bir simgesi.

Hiç yorum yok: