9 Mart 2009 Pazartesi

Kandil tiyatrosu



SON gelişmeler, PKK'nın Kandil'deki şefleri ile Barzani-Talabani aşiretleri arasında düşük yoğunluklu uyarıları da beraberinde getirdi! Taraflar birbirlerine “tekerleri çomaklamama” konusunda uyarıyorlar!..Aslında “rüzgârı atlatmaya” karşılıklı çare arıyorlar! Ama belli olmaz, bakarsınız karşılıklı çatılarını uçuruverir bu rüzgâr!..Şimdi bu çerçevede gelişen demeçlere bir bakalım...Özellikle AKP içindeki Kürt kökenli vekillerle, DTP"ye karşı iktidarı destekleyen bazı Kürt kökenli unsurları “Türkiye'deki hain Kürtler” olarak çeteye hedef gösteren PKK şefleri, Barzani-Talabani'ye de parmak uzattılar...Nöbetçi çetebaşı Cemil Bayık;“Özellikle ABD, YNK ve KDP'nin bunu anlaması gerekiyor. Biz de istersek istikrarsızlık yaratabilir, çıkarları tehlikeye sokabiliriz. Nasıl ki Türkiye'nin şantaj ve tehditlerine boyun eğiyorlarsa, çıkarlarını kurtarmaya çalışıyorlarsa, o zaman bizim konumumuzu da, rolümüzü de öyle görmeleri gerekir. Gösterilen pratikten anlaşılıyor ki bizi hiçbir şey anlamaz ve çok güçsüz görüyorlar. Ne isterlerse rahatlıkla yapabileceklerini ve bunun yanlarına kâr kalacağını sanıyorlar...” sözleri ile Barzani-Talabani'ye seslendi...ABD senaryosu çerçevesinde,kendilerine düşen rolü oynamaktan başka çareleri bulunmayan bu iki aşiret başı, Kandil'den gelen tehditlere karşı şimdilik sessiz.Bayık onlara, “Sizi biz ayakta tutuyoruz” mesajı verip “ABD'ye güvenme” demeye getiriyor!..“Güney Kürdistan"daki kazanımlara değer verdik. Bunların korunması için çaba gösterdik. Eğer biz bu kadar çaba içerisinde olmasaydık Güney bu kadar rahat yaşayamazdı. Hâlâ da rahat yaşamalarının ve geleceklerinin biraz da bize bağlı olduğunu, sadece Güney'deki güçlere bağlı olmadığını bilmeleri gerekiyor. Bugüne kadar bizim sırtımızdan bu gelişmeyi sağladılar, bu imkânları elde ettiler. Ancak sürekli sırtımıza binerek kendilerini yaşatmaları da doğru değildir. Bu güçleri sırtımızda taşımaya mecbur değiliz. Onun için bütün kadro ve savaşçılarımızın, halkımızın içine girilen süreci çok iyi görmeleri gerekir. Herhangi normal bir süreçten geçmiyoruz...”Barzani -Talabani ne yapacak?!.Bir tarafta çıkarlar, beri yanda üzerlerine doğrultulmuş namlu...Bugün, gelinen noktadan olaylara bakılınca, bir yorum yapmak zordur... Oysa, olayların yakın geçmişinde, bütün oynanan oyunun hangi çerçevede ve çizilen rotadan milim sapmadan yürüdüğünü görmek mümkün...Üstelik,"Büyük Ortadoğu Oyunu” senaryosu hiç gizlenilmeden, izleyicilerin eline verilerek sahneleniyor!.. Bu kadar aleni!..Bakınız, İmralı sakini, bu yılın ilk ayında “karargâhında” yaptığı değerlendirmede, avukatları aracılığı ile şu “tebliği” duyuruyordu:“Barzani-Talabani için için kurulmak istenen oluşum, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri"ne benzer aileler, hanedanlar tarafından yönetilen, dış güçlere bağlı bir oluşumdur. Bu tür devletleşmeler anti-demokratiktir. Plana göre, sınırdaki bazı bölgeler de bu oluşuma katılacak. Resmen sınırlar değişmese bile, fiilen böyle bir durum yaratılacak. Hali hazırda da oluşumu yöneten ailelerin, bu bölgelerdeki halk ile ilişkileri vardır. Bunların birbirleriyle aşiretsel bağları da vardır. Türkiye'de de bazı kesimler buna destek veriyor. Türkiye'deki kamuoyu, hatta devletin bazı kesimlerinin de bilmediği şeyler var.”Abdullah Öcalan'ın, 2007 Ocak ayı içinde İmralı'da söylediği bu sözler, bugün gelişen olayların üzerine nasıl düşüyor, değerlendirmek bizlere ait!..Barzanileştirilmek istenen PKK projesi ,şu sıralar en yoğun konuşulan konudur... Kandil'den,Türkiye içerisine ve Talabani-Barzani üzerine yöneltilen tehditlerin sebepleri ilginçtir... Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceği, bu gelişmelerin değerlendirilmesi yapılırken, nasıl bir açılım sermektedir gözler önüne acaba?!..Ölümü gösterip sıtmaya razı olmak sözünü hatırlayıp,bu konuyu şöyle bir düşünelim!..Durum bu mudur?!..

Hiç yorum yok: