9 Mart 2009 Pazartesi

PKK'yı kuran besleyen büyüten



KİMSE üzerine alınmıyor ama İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek çok önemli açıklamalar yapıyor, PKK çetesi ile ilgili ip uçları veriyor...Perinçek bir süre önce (16 Kasım 2007, Cuma) Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde bir basın toplantısı yaparak, PKK'nın tarihini dört dönemde özetledi.İşte orada söyledikleri.."PKK'nın birinci dönemi, 1975'ten 1980'e uzanır. O yıllarda Apo'yu MİT üzerinden Süper NATO gütmüştür. PKK'yı 1975'te MİT kurmuştur. Apo, 1972 yılında Şafak gazetesi dağıtmaktan yakalanmış ve MİT ile anlaştığı için birkaç ay içinde serbest bırakılmıştır. Şafak gazetesi dağıtan arkadaşlarımızın hepsi, sıkıyönetim mahkemelerinde 5 yıl ya da 7,5 yıl hapse mahkûm edilmişlerdir. Apo, anlaşma yapmış ve bırakılmıştır. Yarım yüzyıllık arkadaşım Uğur Mumcu, bu konunun üzerindeyken öldürüldü. PKK'nın 1975-1980 arasındaki eylemlerine bakarsak, CIA-MİT işbirliğini kesin hatlarıyla görürüz. Aydınlık gazetesi, 1980 öncesinde Apocu takımından "Doğu'daki MİT" diye söz ediyordu. O dönemde Apocular, Süper NATO güdümlü devlet kurumlarının desteğiyle yüzlerce cinayet işlediler. CIA'nın "Böcek yiyen böcekler" teorisine göre, PKK, Doğu ve Güneydoğu bölgemizde, Türkiye'nin birliğinden yana olan Sol örgütlerin üzerine sürülmüştür. O tarihte PKK'nın hedefinde asker ve polis yoktur. İki: Suriye Muhaberatı'nın güdümündeki dönem1980 12 Eylül Darbesi'nden sonra Apo, Suriye'ye kaçtı. CIA ve MİT o sırada Suriye'de ABD karşıtı Hafız Esad yönetimine karşı gerici Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin)'in terörünü örgütlüyor ve destekliyordu. Buna karşı Suriye yönetimi de, Türkiye'de Kürt ayrılıkçı terörünü harekete geçirmek için örgüt arayışı içine girdi. İhale Apo'da kaldı. Suriye'nin denetimindeki Bekaa Vadisi'ndeki kamp Apo'ya tahsis edildi. Apo, doğrudan doğruya Suriye Muhaberatı tarafından yönetildi. O dönemde Türkiye hükümetleri, Suriye'deki gerici terörü desteklemekten vazgeçse, Apo'yu da alırlar ve PKK'yı da etkisiz hale getirirlerdi. Suriye'deki Hafız Esad yönetimi buna hazırdı. Ama Türkiye'deki iktidar sahipleri, ABD güdümü oldukları için, böyle bir girişimde bile bulunmadılar. İki mazlum ülke, birbirlerinin teröristini desteklediler. Pentagon'un ünlü "Üç İsrail Senaryosu" böyle yürüdü. Onbinlerce insanımız, ABD güdümlü politikaların kurbanı oldu. Üç: Çatalbaşlı PKK dönemiABD Ordusu, 1991 yılı başında Irak'a saldırıp, Kuzey Irak'ı denetim altına alınca, PKK'nın oradaki kuvvetleri, ABD'nin denetimine girdi. PKK'yı Kuzey Irak'ta ABD'nin özel kuvveti olan Delta Force eğitti. Ancak Şam ve Bekaa'daki Apo, zorunlu olarak Suriye'nin denetimindeydi. Böylece çatal başlı PKK dönemi başladı. Apo, 1999 Şubat'ında CIA tarafından paketlenip Türkiye'ye teslim edilene kadar bu çift başlı durum devam etti. Dört: CIA ve Delta Force güdümündeki dönemApo'nun Suriye Muhaberatı'nın güdümünde olması, ABD planlarını bozuyordu. ABD, Apo'yu Türkiye'ye teslim ederek, çift başlılığa son verdi ve PKK'yı tam kontrol altına aldı. Apo, bir saatli bomba gibi ABD güdümlü Türkiye hükümetlerinin eline verildi. İlk tutukluluk aylarında Kocaeli'deki Kolordu'nun denetimindeki Apo, anlaşma gereği Ordu'nun elinden alınarak MİT üzerinden ABD/CIA güdümüne teslim edildi. Apo, ABD'ye verilen söz gereği idam edilmeyecekti, edilmedi. Apo, avukatlar üzerinden ABD ve AB tarafından güdülecekti; güdüldü. Türkiye, bugün kendi hapisanesindeki tutukluyu bile ABD ve CIA'nın emrine vermiştir. Çünkü Türkiye'deki iktidar sahiplerinin kendileri, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin görevlisidirler ve ABD ile iki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma yapmışlardır. Biz iddia etmiyoruz, kendileri itiraf ediyorlar. PKK yöneticileri, ABD'nin Irak'a saldırısından, özellikle 2003 Martındaki ABD işgalinden bu yana amaçlarına ABD ile işbirliği yaparak ulaşacaklarını en açık dille belirtmektedirler. Perinçek'in özetlediklerinin bir kenarda bulunmasında fayda var...

Hiç yorum yok: