28 Temmuz 2007 Cumartesi

Başer’den yaratık benzetmesi



Em. Org. Edip Başer, etnik kökenleri öne çıkararak, ülkeyi, Yugoslavya kaderine sürüklemenin hiç kimsenin haddi olmadığını belirterek, “DTP İl Başkanı olduğu söylenen yaratığın ifade ettiği şeyler tamamen bu amaca yönelik” dedi.


ANKARA - Başer, TRT’de katıldığı “Güncel” programında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ABD gezisinin ardından düzenlediği basın toplantısında terör örgütü PKK/Kongra-Gel konusunda dile getirdiği görüşlerinin anımsatılması üzerine, terör örgütünün Kuzey Irak’taki yönetimin aldırmazlığından ve bu yönetimin buradaki faaliyetlere gözlerini kapamasından güç aldığını belirtti. Buradaki yönetimin unsurları tarafından terör örgütüne fiili olarak malzeme desteği sağlandığının da bilgileri dahilinde olduğunu ifade eden Başer, “Sayın Genelkurmay Başkanımızın söylediği hususlar tamamen gerçeğin ifadesi” diye konuştu.


“Terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki faaliyetlerine ilişkin görüntülü kanıtların bugünkü MGK toplantısında sunulacağına ilişkin bazı haberler var. Siz bu görüntüleri izlediniz mi?” sorusu üzerine de Başer, “Bilgim var, izledim. Ama onu açıklama yetkisi bende değil, Genelkurmay Başkanlığı’nın. Ancak, bu banttaki görüntüler Sayın Genelkurmay Başkanı’nın ifadelerini tam olarak destekleyen görüntülerdir” dedi.

Başer, “Bu destek Kuzey Irak’taki aşiret liderlerinin oluşturduğu gruplardan mı geliyor?” sorusunu yanıtlarken de, “Gayet tabii, Kuzey Irak’ta yönetim bizim elimizde diyorlar, buranın mutlak söz sahibi biziz diyorlar. Hatta, Bağdat yönetiminden bir çok konuda bağımsız davranışlar sergilemeye çalışıyorlar. Orada olan biten bu tür olaylardan, hem siyasi hem de askeri bakımdan sorumlusu onlardır” diye konuştu.

RALSTON İLE YAPTIĞI GÖRÜŞMELER
Başer, ABD’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Joseph Ralston’a sundukları benzer kanıtlar karşısında ne tür cevaplar aldıkları sorusunu yanıtlarken, Ralston’dan bu konularda herhangi bir karşı görüş duymadıklarını söyledi. Ralston’un kendisine sunulan yazılı bilgi ve belgeleri ilgiyle dinlediğini, bunları kendi makamlarına aktaracağını ifade ettiğini belirten Başer, şunları kaydetti:

“Daha sonraki toplantılarda da yaptığı şeyleri anlatırken, bizim bir önceki toplantıda kendisine sunmuş olduğumuz bu tür bilgilerin tamamından yararlandığını ve hepsini dikkate aldığını, kendisi açısından atılabilecek adımları attığını anlıyoruz. Bu konuda ben Ralston’un samimiyetine ve bir şeyler yapmaya çalıştığına, bizim düşündüğümüz istikamette, PKK ile mücadelenin olumlu bir biçimde sonuçlandırılmasına yönelik bir şeyler yapmanın gayreti içerisinde olduğuna inanıyorum. Zaten inanmasam masaya oturum konuşmanın da hiçbir anlamı yok.”

“TELKİN ALMADIM”
Ralston’un Kuzey Irak’taki liderlerle görüşmesi yönünde telkinlerde bulunup bulunmadığı sorusu üzerine de Başer, şunları söyledi:

“Hayır, hiçbir şekilde böyle bir telkin almadım. İlk toplantıda bu konudaki tutumumuzun ne olacağını çok açık biçimde anlattım. Önce, PKK ile mücadele kapsamında bizimle fiili olarak işbirliği yapacaklarını gösteren açık ve net adımlar olmadıkça bizim oradaki insanlarla herhangi bir şekilde görüşmemiz söz konusu değil. Daha önce, ‘oradaki insanlarla gerekirse görüşebilirim’ demiştim. Terör örgütüne fiilen destek veren insanlarla adları, makamları ne olursa olsun, gidip terör örgütüyle mücadelede işbirliği yapmayı konuşmanın bir yararı olur mu? Yararı olmaz. Şu aşamada böyle bir yarar görmediğimiz için zaten bir görüşme söz konusu olmaz. Ancak, o yararın sağlanabileceğine emin olmamız lazım. Şu günkü durumda da böyle bir durum ufukta gözükmüyor maalesef.”

Ralston ile Kerkük meselesini görüşüp görüşmedikleri sorusunu yanıtlarken de Başer, konuyu genel hatlarıyla görüştüklerini, ancak bunun görev alanlarıyla doğrudan ilgili olmadığını belirtti. Başer, Ralston’u Türkiye’nin Kerkük ile ilgili kaygıları konusunda resmi olarak değil, samimi bir görüşme biçiminde bilgilendirdiklerini, Kerkük’ün ilgili platformlarda gerektiği şekilde görüşüldüğünü, mesajların iletildiğini kaydetti.

DTP DİYARBAKIR İL BAŞKANININ SÖZLERİ
DTP Diyarbakır İl Başkanının sözlerinin anımsatılması üzerine Başer, şöyle konuştu:

“Çok talihsiz, haddini aşan bir konuşma olduğu kesin. Bundan amacın ne olduğu net ve belli. Bazı yerlere bazı mesajları verme çabasıdır. Bunu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım diyen, bu ulusun mensubuyum diyen hiç kimsenin kanının, benliğinin, ahlakının, tüm değerlerinin böyle bir konuşmaya imkan vermemesi gerekir. Bu ülkenin tüm insanları el birliğiyle, etnik kökenini sormadan bu kadar yıl beraberce yaşamışlar. Bugün, bu insanlar, bu ülkeyi bölme hevesi peşinde koşmaya başlamışlardır. Bu hevesle koşan bir silahlı propaganda ve terör örgütünün kuyruğuna takılmışlar. Onun ağzıyla, onun topluma verilmesini istediği demeçleri siyasi kisve altında vermeye çalışıyorlar. Bunu yapan çevrelere geçmişte de rastladık. Bu ülkenin hiçbir yeri, Türkiye Cumhuriyeti vatanının, Türk vatanının parçası olmaktan başka türlü düşünülemez. Bunu kimsenin rüyasında dahi görmemesi lazım. Bu ülkenin insanlarını birbirine düşürmekten kime fayda geleceğinin hesabını herkes çok iyi yapmak durumunda. Bu ülkede yaşayan tüm insanların bu sağduyuyu paylaştığına inanıyorum. O sağduyu ki bu tür haddini aşan, art niyetli hareketlere, faaliyetlere sözlere kapılmayan. Bu olgunluk, her zaman var oldu ve etnik kökeni ne olursa olsun var olmaya devam edecektir. Bugün benim en yakın arkadaşlarımın, en sevdiğim arkadaşlarımın bir kısmı Kürt kökenli arkadaşlarım. Kim bizi ayırabilir ki, böyle et tırnak haline gelmiş insanları. Nasıl böyle bir şeyi hayal ederler.”

“HİÇ KİMSENİN HADDİ DEĞİL”
“DTP İl Başkanı olduğu söylenen yaratığın ifade ettiği şeyler tamamen bu amaca yönelik” diye konuşan Başer, bu amacın, toplumda iç kargaşa çıkması, insanlar birbirlerine düşman haline gelmesi ve etnik kökenlerin önce çıkarılması olduğunu belirtti. Türkiye’de etnik kökenlerin bugüne kadar öne çıkmadığını, kardeş olarak yaşamın sürdürüldüğünü ifade eden Başer, şöyle devam etti:

“Kurtuluş Savaşını beraber, omuz omuza yaptık. Şimdi böyle etnik kökenleri öne çıkararak, bu ülkeyi bir Yugoslavya’ya benzer hale sokmak, Yugoslavya kaderine bu ülkeyi sürüklemek hiç kimsenin haddi değil. Türk ulusunun olgunluğu, sağduyusu böyle bir şeyin kesinlikli önünü kesecektir. Bu tür tahriklere kapılmadan. Ülkemiz çok kritik günlerden geçiyor. Kışkırtıcı çok söylemler, eylemler var toplum içerisinde, maalesef. Vatandaşlarımızı sağduyuyu korumaya davet ediyorum, bu konuda çok dikkatli olmaya, kışkırtmalara uymamaya davet ediyorum.”

TERÖRLE MÜCADELE YÜKSEK KURULU TOPLANTISI
Başer, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında alınması gereken tedbirlerin nasıl değerlendirildiği sorusunu yanıtlarken de, Türkiye içerisinde alınması gereken önlemlerin tüm detaylarıyla masaya yatırıldığını söyledi. Daha önceki toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda yasal düzenlemeler ve polisiye önlemlerin alınıp alınmadığı sorusu üzerine de Başer, her toplantıda bir önceki toplantıda alınan kararların ne aşamaya geldiğini toplantıya başkanlık eden Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün açıkladığını belirtti.

“MİLLETİMİZ SONUÇLARI GÖRECEK”
Başer, “Eğer ülkeme faydalı olamayacağımı anlarsam, hemen istifa ederim” şeklindeki sözleri anımsatılarak, Ralston ile oluşturdukları sistemin faydalı olup olmadığı sorusunu yanıtlarken, şunları kaydetti:

“Evet, bunu kesinlikle evet diye cevaplandırabilirim. Terörle mücadele çok uzun bir süreç. Hele böyle 30 yıldır devam etmiş eylemlerini sürdürmüş bir terör örgütüyle mücadele bir az daha uzun zaman alacak bir süreç. Yani biraz sabırlı olmak zorundayız. Böyle bir mekanizma kuruldu diye akşamdan sabaha hemen bazı meseleleri halledecek değildir. PKK terörüyle mücadelenin bütün boyutları bu mekanizma tarafından halledilecek diye de bir şey yok. Bizim, baktığımız işbirliği alanları sadece ABD ve Irak ile beraber çözümleyebileceğimiz işbirliği alanları. Onun dışında Türkiye’nin kendi yapacağı işler var, içindeki terörle mücadelesi var. Buna yurt dışından başka kimseyi karıştırmamız mümkün değil zaten. Bu Türkiye’nin kendi kararı. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlet. Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınır ötesi operasyon yapma hakkı uluslararası bir haktır. Dolayısıyla Türkiye bu hakkını dilediği zamanda ve yerde dilediği biçimde kullanır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ben hala bu konuda ülkeme yararlı olmaya devam ettiğimi düşünüyorum, böyle değerlendiriyorum. Farklı görenler var, onlara da saygı duyuyorum. Ancak, terörle mücadele, böylesi kanlı bir terör örgütüyle uzun süre dal budak sarmış, kolları ahtapot kolları gibi bir çok ülkeye dağılmış olan bir terör örgütüyle mücadelenin dış boyutunda mesafe kat etmek zaman alıcı bir süreç. Lütfen sabırlı olmaya devam etsin aziz milletimiz, sonuçlarını görecekler.”

Hiç yorum yok: